Birden Fazla Dil Bilenler Dünyayı Daha Farklı Görüyor

 

Newcastle Üniversitesinde yapılan bilimsel araştırmaya göre yabancı bir dil öğrenmek dünyayı nasıl gördüğümüzü değiştiriyor. İki dil konuşan insanlar sadece bir dil konuşan insanlardan daha farklı düşünüyor.

Bu etkinin ortaya çıkması için öğrendiğiniz ikinci dilde akıcı konuşabiliyor olmanız da gerekmiyor. Araştırmaya göre bunu sağlayan şey öğrendiğiniz yabancı dili aktif biçimde kullanıyor olmanız. Ne kadar ileri derecede bildiğiniz önemli bir etken değil.

Çalışmada İngiltere'de yaşayan ve Japonca ve İngilizce konuşan insanların dil kullanımına bakılmış, ne kadar zamandır İngiltere'de yaşamakta oldukları belirlenmiş ve bu bilgiler bu insanların mavi rengi nasıl algıladıklarını değerlendirmek için kullanılmış.

Dilin renk algısı üzerindeki etkisi önemlidir çünkü farklı dillerin renk spektrumundaki renkleri ayırt etmek için kullandıkları yaklaşım farklıdır.

Örneğin Japoncada açık mavi renk "mizuiro" ve koyu mavi renk "ao" kelimeleri ile ifade edilir ki mavinin tonları için bu özel kavramlar İngilizce'de mevcut değildir. Türkçe'de ise "lacivert" kelimesi bir tür koyu mavi tonu ifade eder.

Bilimadamları yalnızca Japonca konuşan insanların açık ve koyu mavi renkleri yalnızca İngilizce konuşan insanlara göre daha iyi biçimde ayırt edebildiklerini belirlemişler. Hem Japonca hem İngilizce konuşabilen insanların algısı ise hangi dili daha çok kullandıklarına bağlı olarak değişebiliyormuş.

Yeni bir yabancı dil öğrenen insanlar genellikle bir restoranda nasıl yemek siparişi verecekleri veya toplu taşımayı kullanmak ile ilgili ifadeler gibi günlük hayatlarına yardımcı olacak temel şeylere odaklanırlar. Fakat bu araştırma aslında dil öğrenmenin günlük hayattaki ihtiyaçları karşılayabilmekten daha öte etkileri olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bu durumu şöyle ifade ediyor: "Bir yandan yeni kelimeler ve dilbilgisi öğrenirken diğer yandan farkında olmadan dünyayı daha başka bir biçimde algılamayı öğreniyorsunuz. Dil, kültür ve algı arasında karmaşık bağlantılar mevcut. Eğer bir yabancı dili sınıf ortamında öğreniyorsanız belirli bir hedefe ulaşmaya çalışıyorsunuz. Fakat bu dili günlük hayatınızda kullanıyorsanız, bu dile ilişkin kültür ile iç içe yaşıyorsanız ve dili aktif biçimde kullanıyorsanız düşünme biçiminiz tamamen değişmeye başlıyor."

Ve buradan uluslararası ilişkiler ve iş dünyası için çıkarımlar yapıyorlar:

"İkinci bir dili öğrenmiş olmanın iş dünyasına katkısı da önemli. İş ilişkileriniz olan bir ülkenin kendi dilini öğrendiğinizde birlikte iş yaptığınız insanları daha iyi tanıyor ve anlıyorsunuz. Bu da demek oluyor ki Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşları yalnızca İngilizce'ye odaklanmak yerine karşılıklı olarak birbirlerinin dillerini öğrenselerdi Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki ilişki önemli derecede gelişirdi."

 "Yeni bir dil öğrenmek için motivasyona ihtiyaç duyuyorsanız bunun uluslararası işler ve ilişkiler için önemine bakmanız yeterlidir. Başka bir ülkenin dilini öğrendiğinizde elde edeceğiniz fayda sadece o dili konuşabilmek ile sınırlı değildir. O ülkenin kültürünü ve insanlarının düşünce yapısını anlayabiliyor olacaksınız, ki bu iş dünyasında büyük bir avantajdır."

"Yabancı bir dil öğrenmek anadilinizi daha iyi anlamanıza da yardımcı olur. Ayrıca size kendi kültürünüzü tanıtma fırsatı verir."

Renk algısının tamamen dile bağlı olmadığı sonucuna ulaşan başka bilimsel araştırmalar da bulunuyor.

Kaynak: https://bit.ly/2DSzfeZ